Sevdigim filmleri paylasmak istedim...

Tuesday, November 06, 2007

All the King's Men

Nasil anlatsam, nerden baslasam.... Uzun zamandir yogunluktan, ne film izleyebiliyorum, ne de buraya yazabiliyorum. Haftaici film izlemeye vaktimiz olmadigi icin, Blockbuster uyeligimizi iptal ettik. Sinemaya da uzun zamandir gitmiyoruz cunku pahali. Boyle olunca cok degil nerdeyse hic film seyredemiyorum, evde kablolu yayin da yok. Neyse uzun lafin kisasi gecen gun burdaki kutuphanede All the King's Men'i gordum. Cok muhtesem bir film olmadigini duymustum ama Kate Winslet ve Sean Penn var diye aldim. Iyi ki de almisim. Ben begendim filmi.

Film kisaca 1949'da yapilan ayni isimli filmin remake'i. Robert Penn Warren'in romanindan uyarlanmis. Iki versiyon arasindaki tek fark sanirim, ilk film olaylari Willie Stark'in persperktifinden anlatiyormus, bu filmde ise olaylari gazeteci Jack Burden'in gozuyle goruyoruz. Stark (Penn) Louisiana'da eyaletin bir biriminde mufettis olarak calisiyor. Bir ihalede donen yolsuzlugu gorunce isinden oluyor. Kapi kapi saticilik yapmaya basliyor. Tam bu siralarda eyalette vali secimi var. Iki adayda al birini vur otekine kabilinde yolsuzluga batmis durumda, adaylardan biri karsisindaki adayin oylarini bolmek amaciyla, yakinindaki birini (James Gandolfini) Sratk'a gonderip onu valilik secimine katilmaya tesvik ediyor ve Willie de gaza gelip giriyor yarisa. Stark'in secim kampanyasini takip eden gazeteci Burden (Jude Law) bu senaryonun farkina variyor, garip bir sekilde Stark'a isinmaya basliyor. Nihayetinde Stark da olanlari farkedip, kobayliktan cikip gercekten aday olarak yarisa katiliyor. Kirsal kesimden geldigi icin ordaki insanlara nasil hitap edecegini biliyor. Diger adaylarin ne kadar batakta olduklarini kendisi gelince fakirler icin calisacagini v.s. soyluyor ve oylari alip vali oluyor. Burden'i da yanina danisman olarak aliyor. Burden, aile olarak daha aristokrat bir yapidan geldigi icin ailesinin tepkilerine ragmen Stark'la calismaya basliyor. Guc kendi eline gecince, Stark da her politikaci gibi, bozuluyor. Esini turlu kadinlarla aldatiyor, arkadaslarini ya da yakin cevresini koruyor ve rusvet, yolsuzluk hepsi hak getire....Bir zamanlar elestirdigi her ozellige simdi kendisi sahip..

Romani okumadigim icin ve de diger versiyonu seyretmedigim icin tam bilemiyorum ama birkac paralel hikaye daha var filmde. Burden ile Kate Winslet'in karakteri arasindaki ask, kullenmis ama hala birseyler var, sonra Winslet'in Stark'la iliskisi, Winslet'in abisinin Stark'in kuracagi hastanenin basina gecmeyi kabul etmesi ama sonradan donen oyunlari anlayip Stark'i vurmasi, Stark'in "impeach" edilmesi, Burden'in uvey babasinin bu isin basinda olmasi ve Stark'in Burden'i uvey babasi hakkinda kirli camasir bulmak ile gorevlendirmesi, Stark'in yaninda calisan kadinin diger kadinlarla olan iliskisini kiskanmasi vs......

Butun bu olaylara ragmen, filmin Burden'in perspektifinden anlatimi gayet basariliydi bence. Oyunculuklar da guzel. Anthony Hopkins, Burden'in babasi, Kate Winslet ve Mark Ruffalo abi-kardes ve Patricia Clarkson Stark'in yardimcisini oynuyorlar. Genis bir kadro ama hepsi rollerini guzel kotarmislar.

Eger firsatiniz olursa izleyin derim.....

P.S. Filmi izlerken hep dilime Deniz Arcak'in "All the king's horses and all the king's men " sarkisi takildi....

No comments: