filmarasi

Sevdigim filmleri paylasmak istedim...

Wednesday, June 10, 2009

Ne yapsak?

Bu blogu sarimsaklasak da mi saklasak, sarimsaklamasak da mi saklasak, rafa mi kaldirsak, ne yapsak?

Gonul baska yerlerde, ruh baska yerlerde bugunlerde....

Muhabbetle

Tuesday, April 28, 2009

Nerdeyim, nerelere kayboldum?

Eveeet,

Cok tembellik ettim degil mi buraya yazmak icin, nedeni biraz icsel, biraz sinemadan uzak kalmak, biraz da hayatimdaki son zaman degisiklikleri.

Aralik ayinda Turkiye'deydim en son postum da ordayken yazmistim, sirf ablama gostermek icin..:) soranlara duyrulur, simdi "back to kurkcu dukkani"misali evimdeyim.

Film olarak da gecenlerde Gran Torinoýu izledim, tavsiye ederim ama keske diyorum Clint amca kendi oynamak yerine baska huysuz bir ihtiyar bulsaydi yerine gececek, pek uygun degil ama mesela Morgan Freeman, siyahi bir irkci, ne guzel olurdu degil mi? Gerci boylesi de fena degil, amcam Polonya gocmeni bir aileden gelme ve yeni dalga gocmenlerden rahatsiz oluyor, gel de anla...

Neyse, simdilik bu kadar olsun, muhabbetle

Sunday, December 21, 2008

İstanbul'da....

Bu gece ablamdayim...

Tuesday, August 12, 2008

Yavuz Turgul Filmleri

Buraya her geri donusumde yoklugumun sebebini aciklamak durumunda hissediyorum... Daha once de belirttigim uzere pek film izleyemiyorum bu aralar, bir de kafamda baska fikirler dolasiyor, acaba baska seyler uzerine mi yazsam, acaba yazmasam mi diye....
Gecen gun bir yerde Sadik Abimin yazilarina (1,2) rastgeldim... Ustad, Gonul yarasindan bahsetmis, o da benim gibi film izleyemedigini soylemis, demek ki sadece ben degilim diye rahatladim... Yeni birsey daha kesfettim, kendisi de benim gibi artik sinemaya gidemedigini belirtmis, ben de malesef hep evde izliyorum artik...

Neyse konumuz Gonul Yarasindan yola cikarak Yavuz Turgul filmlerinden bahsetmek.. Sanirim benim ilk seyrettigim YT filmi Muhsin Bey olmali, Fahriye Abla'yi tam olarak ne zaman gordugumu hatirlamiyorum ama sanirim sonradandi... Muhsin Bey, benim icin cok ozel bir film. Sener Sen'i hep sevmisimdir ama bu filmdeki karakter hani nasil derler "cuk oturmus ustune"... Ugur Yucel de koyden gelip turkucu olmak isteyen garibani oynuyor, eger hala izlemeyenler varsa bu filmi kacirmayin derim.

Ask Filmlerinin Unutulmaz Yonetmeni ve Golge Oyunu'nu seyretmedim malesef ama bir firsatini bulursam izlemek isterim. Nedense radarimdan kacmis...


Eskiya, sinemada izledigim en guzel filmlerden biriydi, ama gecenlerde evde tekrar izledik nedense ayni zevki alamadim, demek ki evde sinema keyfi pek olmuyor, o karanlik ortama, yuzlerce kisinin ayni anda ayni gorsel stimulusa tepkisi lazim, bir nevi metafizik gerilim yaratiyor demek ki ortamda...Sener Sen ustaya diyecek yok ama Ugur Yucel'i pek begenmemistim zamaninda da. Ve de Yesim Salkim tabii ki cok itici gelir bana... Kucuk cocuk cok seker di " Sen eksiya misin?" diyen ve de yasli amcalar, otel personeli ve musterileri...Zamaninda yapilmis en guzel filmlerden biri, kesinlikle...Muzikleri de inanilmaz guzellikte, ozellikle de Firat Agitlari...


Gelelim Gonul Yarasina, onu da DVD'de izledim... Konu beni pek acmadi, moral olarak yani ama Sadik abinin yazisini okuyup uzerinde biraz daha dusununce, nedense daha cok zevk aldim. Yanlis anlamayin filmi begendim ama nedense daha cok sey beklemisim herhalde, herkes cok guzel cok guzel diyince, " Bu muydu?" diye kaldim. Filmin muzikleri kesinlikle zamanustu.... Aynur Dogan olsun Meltem Cumbul olsun soyledikleri turkuler bir muddet bellekten cikmiyor. Kurtce anlamasam bile her duydugumda incir agacini tuylerim diken diken oluyor... Sener Sen rolunu yine cok guzel yapmis, Dunya'nin kocasini oynayan oyuncu da bazi yerlerde tavirlari asiriya kacsa da basarili, ama yine Yesim Salkim'da oldugu gibi Meltem Cumbul'a da oldum olasi isinamamisimdir... Sumer Tilmac harika bir oyunculuk cikarmis former kabadayi olarak...

Yavuz Turgul'un yonettigi filmler disinda senaryosunu yazdigi filmlere de deyinmek lazim... Ilk akla gelenler Cicek Abbas, Banker Bilo, Tosun Pasa, Davaro ve de Zugurt Aga... Bunlardan da favorim tabii ki Zugurt Aga, hele bir sahne vardi ki Sener Sen'in "patates" diye megafonla seslendigi.... tek kelimeyle harika...


Gecen sene Turkiye'de gosterime giren Kabadayi'yi izlemedim ama tavsiyelerinizi bekliyorum...

P.S. Biyografik bilgiler Wikipedia'dan, film posterleri ise Beyayperde'den alinmistir...

Thursday, April 24, 2008

Rendition / Yargisiz Infaz


Epeydir film seyredemiyorum. Esim gecen gun bu filmi getirmis, seyrettik, birkac postada...

Rendition'in sozluk anlaminda soyle yaziyor: handing over prisoners to countries where torture is allowed. Filmde gecen aciklamasini da verirsek "extraordinary rendition" Clinton hukumeti zamaninda yururluge konan bir uygulama. Ama 11 Eylul olaylarindan sonraki hukumet bu prosedure epeyce basvurmus, malum olaylarla ilgili kisileri sorgulamak icin....

Hollywood, uzunca bir suredir politik mesaj iceren filmler yapiyor. Bunlardan bazilari daha fazla ses getiriyor "Babel" ya da "Syriana" gibi, bazilari da cok duyulmuyor ya da cok gurultu kopmuyor. Rendition bence ikinci kategoride. Filmde hersey mukemmel degil ama yine de izlenmeye deger bence...

Anwar, 14-15 yaslarindan beri Amerika'da yasayan bir kimya muhendisi. Aslen Misirli. Amerikali esi (Reese Witherspoon) ve bir oglu var. Bir is gezisi icin gittigi Cape Town'dan donerken yetkililer tarafindan tutuklanip, dogru durust birsey aciklanmadan Misir'a goturuluyor. Cunku Anwar, o gun Misir'da olan bir patlamayla iliskili bulunmus. Orda cesitli iskence yontemleriyle kendisinden bilgi almaya calisiyorlar. Bu esnada esi, kocasinin gelmemesiyle ilgili arastirma yapmaya basliyor ve bir sekilde kaybolmasindan sorumlu olan kisilere ulasiyor. Burda Meryl Streep ile olan sahneler harika...

Ote tarafta, Jake Gylenhaal ve Misirli amca, iskence ve sorguya devam ediyorlar. Bu amcanin kizi biraz zaman once erkek arkadasiyla kalmaya basliyor ama sonra erkek arkadasinin radikal bir gruba dahil oldugunu ve babasini oldurmeyi planladiklarini ogrenip onu engellemeye calisiyor. Filmde birbiri icine gecmis birkac hikaye var, hikayeler tam olarak acik degil, bazi seyleri filmin sonunda dahi ogrenemiyoruz. Ama sinematografi acisindan bakilirsa, filmdeki sahnelerin herbiri cok guzel fotograflar gibi... Ozellikle son sahneler gercekten guzel. Yonetmen Gavin Hood guzel bir konu secmis kendisine. Ama malesef konu tam gelistirilememis. Oyunculuklara diyecek yok, sadece Jake cok genc ve yavan kacmis bu rol icin...

Izleyebileceginiz bir film ama filmin sonunda kendinizi pek de iyi hissetmiyorsunuz, simdiden uyarayim...

Radikal'de cikan bir yazi, filmle ve bu genre filmlerle ilgili:
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=7850

Muhabbetle

Sunday, February 24, 2008

Oscar'a Bes Kala.... Izlenimler

Eveeet, buraya ugrama yogunlugum giderek azalmakta. Bu hem mesguliyetimin fazlaligindan, hem tembelligimden (internete girme hususunda) hem de eskiye nazaran daha az film izleyebilmemden kaynaklaniyor. Bu geceki Oscar odul toreni oncesi bir yazi yazayim istedim. Aday filmlerin cogunu izleyememe ragmen, kimlerin odul alacagina ya da hak ettigine dair kisa birseyler karaliyorum.

Once en onemli kategoriden basliyalim: En iyi film yani Best Motin Picture of the Year. Aday filmler: Atonement, Juno, Michael Clayton, No country for old men, There will be blood. Bu filmlerden sadece ikisini izledim Atonement ve No country for old men. Ama digerlerini de izlemek istiyorum ozellikle Juno ve There will be blood'i merak ediyorum.

Bence bu kategoride No county for old men kazanacak. Neden derseniz, bu seneki cogu odul toreninde onlar kazandi, butun oyuncular super, film gercekten son zamanlarda izledigim en iyi film diyebilirim ve oyle Hollywood mambo jambosu yok.
Atonement, bence bu kategoride olmayi haketmeyen tek film. Romantik filmleri seven biri olarak, bu filme Keira Knightly'e ragmen pozitif yaklasmaya calistim ama bence cok fazla sisirilmis bir film. Ozellikle de Ingiltere'den gelen yapimlara biraz fazla ihtimam gosterildigini dusunuyorum. Jamec McAvoy fena degildi kucuk kiz da iyi rol yapmis ama ne cok romantikti ne de karakterlerle bir iletisim kurabildim.
Eger NCFOM almazsa odulu, ikinci film bence There will be blood olur. Daniel Day-Lewis'li kadro bence guzel bir film ortaya cikarmistir. Juno'da guzel bir film duydugum kadariyla ama akademiden odul alacak kadar degil, daha cok indie film odulleri toplayan bu film genel bir seyirci kitlesine hitap etmeyebilir.

En iyi erkek oyuncu kategorisinde ise Daniel Day-Lewis kesin kazanacak gibi duruyor. Diger adaylardan (George Clooney, Johnny Depp, Tommy Lee Jones, Viggo Mortesen) ise bence odule en yakini Tommy Lee Jones. In the Valley of Elah, suan evde belki yarin aksam izlemeye vaktim olur. Sweeney Todd'da Johnny Depp'in performansi iyiydi ama muthis super birsey degildi, bir de muzikal film belki cok populer bir janre olmayabilir bu sene icin. Viggo ise Eastern Promises'de guzel bir oyunculuk cikarmis ama bence bu sene onun senesi degil (gerci ben filmi izlerken hamamdaki cok uzun suren ciplak dovus sahnesinden pek etkilenmedim.)

En iyi kadin oyuncu odulu ise sanirim Julie Christie'ye gidecek, eger o olmazsa da benim fikrim Ellen Page ya da Laura Linney olabilir... Ama sanirim yasli kadin alacak bu odulu. Away from her duyduguma gore guzel bir film. Savages'i da izlemek istiyorum, klasik Philip Seymour Hoffman ve indie kralice Laura Linney, kesin guzel birseyler yapmislardir. Cate Blanchett her filmiyle beni buyuluyor ama belki her sene aday gosterilmek, sansini dusuruyor olabilir.Marion Cotillard'in filmini de izlemedim malesef.

En iyi yardimci erkek oyuncu Javier Bardem'e gidecek gibi. Kategorideki diger adaylardan biri haric hicbirinin filmlerini izlemedim ama Hal Holbrook ve Tom Wilkinson surpriz yapabilirler. Philip Seymour Hoffman'in rolu biraz kucuk bence bu kategoride gerci eglenceli bir rol ama bence odul alirsa buyuk sok olur. Casey Affleck'in performansi Gone Baby Gone'daki gibiyse bence o da odul alamaz.

En iyi yardimci kadin oyuncu icin benim tercihim Tilda Swinton, filmi izlemedim ama okuduklarimdan iclerinde en uygun olani o (tabii bir de Cate.) Ruby Dee eger bu odulu alirsa sirf yasli oldugu icin alacak, American ganster'daki rolu bence cok da muthis degildi. Atonement'taki kucuk kiz da fena degil ama bence odul alacak kadar degil.Amy Ryan Gone Baby Gone'da cok guzel rol yapmis, eger Tilda kazanmazsa ikinci tercihim o...

En iyi yonetmen kategorisinde ise bence odulu ya Coen Kardesler (NCFOM ile) ya da Julian Schnabel alacak (Diving Bell and the Butterfly ile). Diger adaylar da kenara atilir gibi degil, bu kategori biraz zorlu gececek... There will be blood, Michael clayton ve Juno'nun yonetmenleri de kazanabilirler...

En iyi orjinal senaryo odulunu Juno alacak bence. Diger adaylar ise soyle:
Michael Clayton, Savages, Lars and the real girl, Ratatouille

En iyi uyarlama senaryo odulunu kim alacak bilemiyorum ama adaylar soyle:
No Country for old men, There will be blood, Atonement, Away from her, Diving bell and butterfly

En iyi animasyon odulunu ise Ratatouille alacak gibi duruyor, diger filmler Sirf's up fazla disneyish, Persepolis ise cok fazla izleyici tarafindan gorulmemis bir film...

Diger kategorileri yazmiyorum ama bence bu gecenin buyuk galipleri There will be blood, No country for old men, Juno olacak. Muzikal kategorilerde Enchanted, Ratatouille, No country ve Atonement odul alabilir. En iyi yabanci filmde de ilk bakista Avusturya ve Kazakistan'in filmleri sansli gorunuyor.


Izleyelim gorelim derim, birkac saat icinde kucuk heykelcikler sahiplerini bulmus olacak.

Muhabbetle!

Saturday, December 29, 2007

dikkat

yeni post ekledim ama yazmaya onceden basladigim icin alta kaydi. Paris Je T'aime'le ilgili....

muhabbetle