Sevdigim filmleri paylasmak istedim...

Saturday, April 07, 2007

The Station Agent / Hayatin Icinden


Bu postu aslinda 8 Agustos 2005 tarihinde yazmayi hedeflemisim ama yogunluk, baska isler araya gidince oylece kalmis. Su ana kadar seyrettigim en guzel filmlerden biri The Station Agent . 2003'te dagitilan bu film, bol odullu, kucuk kadrolu ve kucuk butceli, bagimsiz bir film. Yonetmen Thomas McCarthy'nin ilk yonetmenlik denemesi.
Film uc kisinin hayatlarini takip ediyor. Birinci karakter, Finbar Mcbride (Peter Dinklage) . Finbar, 1.35 boylarinda, oyuncak satan bir magazada calisan, trenlere buyuk bir tutkuyla bagli olan, ve en yakin arkadasi ve patronu olunce, ondan miras kalan, terkedilmis bir tren istasyonuna yerlesip inzivaya cekilen bir adam. Will and Grace'de gordugumuz Bobby Cannavale, babasindan devraldigi hot-dog standinda calisan Kuba asilli konuskan genc Joe Oramas'i portre ediyor. Son olarak da bagimsiz filmlerin kralicelerinden olan ve Frasier'daki roluyle cok begendigim Patricia Clarkson ise 40'li yaslarinda, cocugunu kaybetmis, sonrasinda evliligini bitirmis bir artist olan Olivia Harris'i oynuyor. (Filmde gecen yil buyuk yanki yapan Brokeback Mountain filminde de rol alan Michelle Williams da kucuk bir rol oynamis.)

Olivia ve Fin, hayatlarinda oyle bir yerdeler ki, ikisi de yalniz kalmak ve dusuncelerini toplamak istiyor. Bu ikiliyi bir araya getiren genc Joe ise yerinde duramayan, gereginden fazla konusan biri. Normal satlar altinda aralarinda bir dostluk olusmasi imkansiz gibi gorunen bu insanlar, cok saf duygularla biraraya geliyor ve cok guzel duygular paylasiyorlar. Anlatimin yalinligi, goruntulerin guzelligi, Hollywood'un buyuk studyolarinin sahip oldugu kaygilarin olmamasi filmi oldukca cekici kiliyor. Butun oyuncular cok etkileyici ama sahsen Bobby Cannavale rolunde buyuleyici. Filmi izledikten sonra biraz iciniz buruluyor ama cok farkli sebeplerden. Eger hayatinizda gercek manada dostlara sahip olduysaniz ne demek istedigimi anlarsiniz.

Hayatin icinden, hayatimizin icinden geciyor, kelimelerin her manasiyla...

Iyi seyirler!


Dipnot: filmin resmi web sayfasi ve hakkinda yazilmis guzel bir yazi...

2 comments:

Sera said...

Gerçek manada dostlarım olmadı ama filmi izleyince çok etkilenmiştim. 3 yalnız insanın gerçek anlamda birşeyler paylaşmaları dünyamıza ait olmayan bir dostluk hissi vermişti.

farelzan said...

merhaba sera,

beni de cok etkiledi film. dostlar meselesine gelince, bir elin parmaklarini gecmeyecek sayida da olsa dostum diyebilecegim insanlar var, sukurler olsun.

yalniz kalmaya da ihtiyacimiz var ama busbutun yalniz kalmak cok kotu olsa gerek.

muhabbetle